31.Ağustos.2021

Covıd-19 pandemisinin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde sürdürülebilirlik üzerine etkisi

COVID-19 pandemisi dünya üzerindeki tüm insanları pek çok yönden etkileyen bir salgındır. Bu salgın sürecinde yalnızca sağlık alanında değil, sosyal ve ekonomik alanlarda da olumsuz pek çok sonuca sebep olmuştur.

 

Giriş 

COVID-19 pandemisi ile çevresel sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaların hızını azalttığı yadsınamaz bir gerçektir. Pandemi öncesinde firmalar tarafından birincil olarak belirlenen -sürdürülebilir üretim, döngüsellik ve petrokimyevi ürünlerden uzaklaşma gibi- amaçlar şu anlık ikinci plana atılmış gibi görülmektedir.

2020 yılında pandemiden önce, özellikle göz önünde olan üreticiler, markalar ve perakendecilerin hatırı sayılır bir kısmının kendi sürdürülebilirlik departmanlarının ve stratejilerinin olduğu varsayılmaktaydı. Hatta pek çok kurum ve kuruluşun sürdürülebilirlik yöneticileri istihdam ettiği de bilinmektedir.

COVID-19 pandemisi ile birlikte firmalar tahmin edilebileceği üzere başka önceliklere sahip olmuştur. Süreçle birlikte firmaların halkla ilişkiler departmanlarının paylaşacak yeni hikayeleri olduğu için sürdürülebilirlik mevcut durumda haber değeri de taşımamaktadır. 

Firmalar artık COVID-19’un yayılımına karşı savaşta yardımcı olan ve kişisel koruyuculuğu artıran antiviral materyallerle ilgili gelişmelere yönelik haberleri paylaşmayı daha öncelikli görmektedir.

COVID-19 sürecinin tüketim alışkanlıkları ve sürdürülebilirlik algısı üzerindeki etkisinin tüketiciler gözünden incelendiği McKinsey & Company tarafından gerçekleştirilen anket araştırmasında bu konularla ilgili çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.

COVID-19 Krizi Sürecinde Tüketicilerin Sürdürülebilirliğe Olan İlgisi

COVID-19 sürecinde tüketicilerin tekstil ve hazırgiyim ürünlerinde sürdürülebilirlik konularına daha sıkı şekilde entegre olduğu görülmüştür. McKinsey & Company tarafından 2.000’den fazla kişiyle gerçekleştirilen araştırmada tüketicilerin COVID-19 sürecindeki duygu ve düşünceleri anlaşılmaya çalışılmıştır. 

Yapılan araştırma tüketicilerin tekstil ve hazırgiyim üreticilerinin sorumlu şekilde davranarak işlerinin sosyal ve çevreye olan etkilerini de dikkate almalarını beklediklerini göstermiştir. Araştırma aynı zamanda, moda sektöründeki sezon sayısının azaltılması yönünde bir eğilimi de ortaya çıkarmaktadır.

McKinsey & Company’nin anketine katılan tüketicilerin 2/3’ü moda endüstrisinin iklim değişikliği üzerindeki etkisinin sınırlandırmanın artık daha önemli hale geldiğini düşünmektedir. Buna ek olarak %88’i kirliliğin azaltılmasına daha çok dikkat çekilmesi gerektiğini belirtmiştir. 

Bu görüşler çerçevesinde tüketiciler davranışlarını değiştirmeye başlamıştır. Ankete katılan tüketicilerin %57’si çevreye olan etkilerini azaltmak üzere yaşam tarzlarında köklü değişiklikler yaptıklarını söylemişlerdir. %60’ından fazlası ise çevre dostu paketlemeye sahip ürünleri tercih ettiklerini iletmiştir.

Sosyal ve Çevre Bağlılıklarına Vurgu

Pek çok firma operasyonlarını “yeni normal” çerçevesinde yeniden düzenlemektedir. Bunu yaparlarken de McKinsey & Company’e göre moda sektörü aktörlerinin tüketicilerin sosyal ve çevre konularına özen göstermeleri yönündeki beklentilerini dikkate almaları gerekmektedir. 

Ankete katılan tüketicilerin %67’si sürdürülebilir materyallerin kullanımının satın alma davranışları üzerinde etkisi olduğunu belirtirken %63’ü ise bir markanın sürdürülebilirlik konusunu öne çıkarmasının aynı şekilde etkili olduğunu aktarmıştır. 

Buna ek olarak, ankete katılan tüketicilerin önemli bir kısmı COVID-19 sürecinde firmaların kendi çalışanları yanında Asya’daki çalışanları da desteklemesi gerektiğini söylemiştir. Bu da markalardan krize rağmen etik bağlılıklarını sürdürmelerinin beklendiğini kanıtlamaktadır. 

Firmaların tüketicilerle güven ve şeffaflık çerçevesinde bir ilişki geliştirmesi zorunlu gözükmektedir. Ankete katılan tüketicilerin %70’i kriz sürecinde güvendikleri firmalar ve markalarla devam edeceklerini belirtmiştir. 

Katılımcıların %75’i güvenilir bir markanın satın alma süreçlerinde önemli bir unsur olduğuna inanmaktadır. Bununla birlikte Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı kriz sürecinde daha az bilinen ya da küçük markalara yönelmişlerdir.

Satınalma Davranışlarındaki Değişim

Ankete katılan tüketicilerin %88’i yavaş bir toparlanma ya da durgunluk beklemekte olup bu da genel tüketici güveninin düşük olduğunu göstermektedir.

Bunun sonucunda tüketicilerin moda harcamaları da değişmektedir. Ankete katılanların %60’ı kriz sürecinde moda harcamalarını azalttıklarını ve yaklaşık yarısı kriz sonrasında da bu eğilimin devam edeceğini düşündüklerini belirtmiştir. 

Bununla birlikte, tüketiciler hazırgiyim ve ayakkabı harcamalarından önce özellikle aksesuar ve mücevherat gibi harcamalarda kesintiye gitmektedir. Satın alma davranışları incelendiğinde özellikle Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı’nın normalde satın alacakları ürünlerin daha ucuzuna yöneldiği görülmektedir. Ankete katılan ve bu kategoride yer alanların %50’si bu şekilde davrandıklarını belirtmiştir.

Online Alışverişte Artış

COVID-19 pandemisinin önemli ancak beklenen çıktılarından biri de online alışveriş kanallarına yönelen tüketicilerin sayısındaki artıştır. 

Pek çok ülkede, pandeminin yaygınlaşmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerden biri de perakende mağazalarının kapatılmasıydı. Her ne kadar bu önlemler yumuşatıldıysa da tüketiciler diğer tüketicilerin ve mağaza çalışanlarının yer aldığı fiziki mağazalardan virüs nedeniyle kaçınmaktadır.

Bununla birlikte maske takma zorunluluğu da mağazada alışveriş yapmayı daha az zevkli hale getirmektedir. 

Ankete katılanların %43’ü COVID-19 krizinin başlangıcıyla birlikte ilk kez online alışveriş kanallarını kullandığını belirtmiştir. Bunun da ötesinde, bu oran genç nesillerde daha da yüksektir. COVID-19’un başlangıcından itibaren z Jenerasyonu’nun %84’ü ve Milenyum Kuşağı’nın %76’sı ilk kez online alışveriş kanallarını kullanmıştır.

56-75 yaş aralığındakilerin %19’u da bu dönemde ilk kez online alışveriş yapmıştır. Evde kalması gereken ve çıkışları kısıtlanan 75 yaş üstüne bakıldığında bu oranın %31 olduğu ve X Jenerasyonu’nda ise oranın %36 olarak kaydedildiği görülmektedir.

Yapılan araştırmada, bu eğilimin değişmeyeceği de görülmektedir. Z Jenerasyonu’nun %23’ü, Milenyum Kuşağı’nın %16’sı, X Jenerasyonu’nun %13’ü, 56-75 yaş aralığındakilerin %13’ü ve 75 yaş üstünün de %11’i fiziki mağazalardan alışveriş yapmayı planladıklarını belirtmiştir. 

Tüketicilerin Moda Döngüleri ve Döngüsel İş Modelleri Hakkındaki Düşünceleri


McKinsey & Company anketine göre tüketicilerin zihinlerinde moda döngülerine dair güçlü bir algı yoktur. Dolayısıyla moda sektöründeki sezon döngüsünün azalması için iyi bir fırsat bulunmaktadır. Ankete katılanların %65’i COVID-19 nedeniyle moda markalarının yeni koleksiyonlarında yaşanacak gecikmeleri destekleyeceklerini belirtmiştir.

Buna ek olarak, katılımcıların %58’i kriz başlangıcından itibaren moda dışında başka konularla ilgilendiklerini ve alışveriş tercihlerinde “yenilik” kavramının en az önemli unsurlardan biri olduğunu belirtmiştir
.
Anketi yanıtlayanların %65’i daha dayanıklı moda ürünlerine yöneldiklerini belirtirken %71’i sahip oldukları ürünleri muhafaza etmeye devam edeceklerini belirtmiştir. Ayrıca %58’i kullanım ömürlerini artırabilmek üzere ürünleri tamir etmek istediklerini aktarmıştır. 


Bununla birlikte COVID-19 ile özellikle genç tüketiciler arasında ikinci el ürünlere ilginin fark edilir bir şekilde arttığı görülmektedir. Ankete katılan Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı’nın %50’si daha çok ikinci el ürün alacaklarını belirtmiştir.

Sonuç


Tüm bu sonuçlar ışığında McKinsey & Company COVID-19 sürecinin hazırgiyim, ayakkabı ve lüks tüketim sektörleri için bir yeniden başlama işlevi göreceğini ve bu sektörlerin sürdürülebilirlikle ilgili altyapılarını güçlendirmelerini sağlayacağını düşünmektedir. Bu süreç aynı zamanda daha az sezona geçiş ve döngüsel iş modellerinin öne çıkarılmasına da fayda sağlayacaktır.

COVID-19 tüm dünya üzerinde kara bulutlar dolaşmasına neden olan ve milyonlarca insanı etkileyen küresel bir krizdir. Ancak bu kriz, dünyadaki doğal kaynakları sorumsuzca kullanan ve kirliliğe neden olan kesimlerin bir adım geriye atarak düşünmesini ve gençlerin düşüncelerini önemsemesini sağlamıştır. 

Diğer Haberler

 Dünya Hazırgiyim ve Tekstil Ticaretinde Yeni Trendler

31.Ağustos.2021

 Türkiye'nin Tasarım Atağı

31.Ağustos.2021

 Sayılarla Türkiye tekstil sektörünün Dünya’daki yeri

31.Ağustos.2021

 Covid sonrası sektörle ilgili haberler ve beklentiler

01.Eylül.2021